Konuyu Değerlendir
  • 1 Oy - 5 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Yoğun Bakımda Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
#1

YOĞUN BAKIMDA FİZYOTERAPİ ve REHABİLİTASYON

    
Yoğun bakım; özel bakım gereksinimleri olan kritik veya ağır yaralı hastaların teşhis ,tedavi ve takibinin yapıldığı alandır. Yoğun bakım üniteleri ; hastanelerin özel olarak tasarlanmış ,geniş donanımlı ,kritik hastaların yönetiminde etkin görev üstlenen alanıdır. Servise kardiyovasküler gözlem ,mekanik ventilasyon , renal destek gereksinimi olan , majör metabolik bozukluğuna sahip olan , akut çoklu organ yetmezliği olan  ve ağır travma geçirmiş  hastalar yatırılır . Yoğun bakım hastaları immobilizasyona bağlı olarak komplikasyonlara maruz kalmaktadırlar. Bu komplikasyonlar şu şekilde açıklanabilir :
  • Yoğun bakım hastaları çoğunlukla mekanik ventilasyona ihtiyaç duyarlar. Mekanik ventilasyon ve solunum kaslarında gözlenen kuvvet kaybı nedeniyle akciğerlerde komplikasyonlar da oluşmaktadır. En sık gözlenen akciğer komplikasyonları ; atelektazi, pnömotoraks ve pnömonidir .
  • Bozulan dolaşımın sebep olduğu ,artan basınçla açılan bası yaralar.
  • İmmobilizasyonun neden olduğu kas kuvvetlerinde azalmalar. Periferal kaslarda, solunum kaslarında görülebilir .
İmmobilizasyonun vücut sistemleri üzerine olumsuz etkileri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir  :

[Resim: di3vhr.jpeg]

Yoğun bakımın beraberinde getirdiği negatif sonuçları önlemek amacıyla erken dönemden itibaren fizyoterapi ve rehabilitasyona başlamak gerekmektedir. Clini ve arkadaşları, 2005'te yaptıkları bir  çalışmada tedavi programının ne kadar erken başlarsa oluşan komplikasyonların da o derece erken azalacağı sonucuna varmışlardır .Akut iskelet kas kaybı yoğun bakım ünite girişinin ilk aşamalarında hızlı bir şekilde meydana gelir ve immobilizasyon da kazanılmış zayıflığın gelişmesine katkıda bulunur . Kas kaybı ile ilgili yapılan bir araştırmada  kuadriseps rektus femoris kasının kesitsel alandaki ultrason ölçümlerinde  yoğun bakım girişinin ilk 10 günü içinde % 20 kas kaybı oluştuğu  gösterilmiştir .

  
Yoğun Bakımın Özellikleri : İleri teknolojiye sahiptirler .Her hastaya ait oda vardır ve odalarda etkili havalandırma sistemi bulunmaktadır. İzolasyon odalarında negatif basınç bulunmaktadır. Yatak başlarında gaz sistemi ve aspirasyon modülüne sahip bir panel , hastanın takibi için monitör ve gereksinim duyan hastalar için ventilatör bulunur. Tüm hastaların monitörlerinin bağlı olduğu merkezi monitör ve alarm sistemleri bulunmaktadır . Yoğun bakım ünitelerinde sertifikalı ve özel eğitimli çalışan kişilerin bulunması gerekmektedir. Yoğun bakım ekibi içerisinde ; yoğun bakım doktoru, yoğun bakım hemşiresi, fizyoterapist, yardımcı personel, diyetisyen ,konuşma ve yutma terapisti ,psikolog ve diğer bir çok meslek grubundan kişiler vardır  .

Yoğun Bakım Ünitelerinde Hasta Profili : Yoğun bakım servisine yatırılan hastalar ; yoğun bakım desteğine ve tedavisine gereksinim duyan , ağır hastalık, zehirlenme, travma, ameliyat komplikasyonları geçiren veya geçirme olasılığı olan kişilerdir. Hastalar öncelik sıralarına göre kabul edilirler. İlk olarak kritik durumda , yoğun tedavi ve gözlem gerektiren, kardiyopulmoner ve nörolojik dengesizlik yaşayan  ve stabil durumda olmayan hastalar alınır. Bu hastalardan sonra gelenler uygulanan bir girişimden sonra yoğun bakım gözlemine ve bakımına ihtiyacı olan  hastalardır. Stabil olmadığı halde yoğun bakımdan fayda görmesi beklenmeyen hastalar  üçüncü öncelikli hastaları oluşturmaktadır.
[Resim: 5am69v.jpg]



YOĞUN BAKIMDA FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON İÇİN DEĞERLENDİRME


Spontan soluma yapan veya mekanik ventilasyon uygulanan hastalarda ihtiyaç duyulan solunum desteğinin belirlenmesi ,aspirasyon riski, iletişim becerileri ,psikolojik sorunlar, uyku bozuklukları , beslenme yetersizlikleri ,solunum problemleri , mobilizasyon seviyesi, vücut kondüsyonunun tekrar kazandırılması için değerlendirme yapılmalıdır . Yoğun bakım servisinde yatan hastaların durumları akut olarak sürekli değiştiği için her seans öncesinde değerlendirilirler  ve rehabilitasyon programı ona göre düzenlenir. Hastaların durumlarındaki bu akut değişiklikler sebebiyle de tedavi her gün birbirinden farklı olabilmektedir. Değerlendirme parametleri şunları içermektedir :

 
Tıbbi öykünün gözden geçirilmesi:  Hastaların tıbbi olarak takip edilesi ilk adımdır , tıbbi olarak gerekli bilgilere hastanın dosyasından ulaşılabilir. Hastanın bilinç durumu iyiyse kendisinden veya ailesinden detaylı hikayesi de alınır. Hikayede hastaneye yatış tarihi, ne şikayetle başvurulduğu, tanıları, yatış sebebi, özgeçmiş, soygeçmişi, kullandığı ilaçlar ve cihazlar, radyolojik bulguları ve  sigara alkol gibi alışkanlıklarına  yer verilmelidir. Ayrıca hasta dosyasından veya hastane sisteminden hastanın kan değerleri, kan gazı sonucu, aldığı tedaviler ve ventilatör parametrelerine bakılır .

Semptomlar : Sağlık problemlerinden dolayı gözlenen sorunlardır. Hırıltılı solunum, nefes darlığı, balgam, göğüs ağrısı ,öksürük ,ağrı durumları açısından değerlendirilir .

Bilinç düzeyi: Hastaya sedatif herhangi bir ilaç verilmemişse bilinç durumu Glasgow Koma skalası (GKS) ile  değerlendirilir. Mini Mental Test veya Basit Mental Test gibi testler kullanılarak GKS 15 tam puan olan hastalar üzerinde daha detaylı kognitif düzeyi değerlendirilmesi yapılabilir. Hastalar sedatize edilmişse Richmond Ajitasyon-Sedasyon Skalası (RASS) yardımıyla  hastanın bilinç düzeyi değerlendirilir. RASS hastanın anksiyete düzeyiyle ilgili fikir de vermektedir .
[Resim: oacpjt.jpg]




[Resim: okvrof.jpg]
Gözlem : Hastanın stabilite seviyesi , pozisyon değişikliklerine ve dokunmaya verdiği cevaplar , hastaya bağlı olan ekipmanlar ve pozisyonlamaya etki edebilecek sınırlamalar belirlenir .

Kardiyopulmoner durum :
Hasta dosyasına kaydedilen saatlik takiplerden son 2-3 gün içerisindeki durumları kontrol edilebilir. Kalp hızı ,kalp ritmi, kan basıncı, elektrokardiyografi, anemi, polistemi, pıhtılaşma düzeyi ,ejeksiyon fraksiyonu , arteryel ve venöz basınçlar , hemodinamik stabilite ,ilaçların etkileri gibi parametreler değerlendirilir. Hastanenin sisteminden radyolojik görüntülemeler incelenir .

Nörolojik durum : Hastanın herhangi bir kafa travması geçirip geçirmediği , akut bir kanama veya inme olup olmadığı sorgulanır .

Mobilite düzeyi ve fiziksel fonksiyon : Değerlendirme için yoğun bakımda yatan hastalara erişkinlere özel geliştirilmiş ölçeklerden yararlanılır. Yoğun Bakım Mobilite Skalası ; 10 maddeden oluşur ve ‘’0 ‘’ puan pasif aktiviteyi ifade ederken ‘’10’’ puan yürüme yardımcısı olmadan bağımsız yürümeyi ifade eder . Hastanın durumuna göre puanlama yapılır .
  • Fiziksel fonksiyonu değerlendirmek için Fiziksel Fonksiyon Yoğun Bakım Testi (PEIT) ve Chelsea Kritik Bakım Fiziksel Değerlendirme Ölçeği (CPAx) gibi yöntemler kullanılır .

  • Bartel İndeksi ve Fonksiyonel Bağımsızlık Ölçümü hastaların fiziksel fonksiyon seviyelerinin değerlendirilmesi için kullanılabilir. Akut solunum sebebiyle yoğun bakımda kalan hastalarda Bartel İndeksi puanı ile belirlenen fonksiyonel performans seviyesinin yoğun bakımdan taburculuktaki mobilite seviyesi hakkında fikir veren bağımsız bir faktör olduğu gösterilmiştir .
Kas iskelet sistemi : Gövde ve alt ekstremite kuvveti , eklem hareket açıklığı, atrofi , kas kuvveti    ( bilinç açıksa ) değerlendirilebilir. Periferal kas zayıflığı , mobilizasyonu ve rehabilitasyon süresini etkileyen önemli başlıklardandır. Koopere olabilen hastakarda periferal kas kuvvet değerlendirilmesi için Medical Research Council (MRC) kullanılabilmektedir. MRC değerlendirmesinde üst ve alt ekstremitede bilateral olacak şekilde 12 adet kas grubunun ‘’0’’ puan (palpe edilebilir kas kontraksiyonu yok ) ve ‘’5’’ puan (normal kas kuvveti ) aralığında değerlendirilmesi gerçekleştirilir. 0-60 puan arasında puan hesaplaması yapılır. Toplam MRC puanının < 48 olması periferal kas zayıflığını gösterir. Koopere olabilen hastalarda el dinanometresi de kullanılarak kas kuvveti değerlendirilmesi yapılabilir. El kavrama kuvvet ölçümlerinde kadınlarda <7 kg , erkeklerde ise < 11 kg periferal kas zayıflığına işaret etmektedir. Koopere olamayan hastalar için kas kuvvetini değerlendirmek amacı ile periferik sinir stimulasyonu ve magnetik stimulasyon gibi  yöntemler de bulunmaktadır. Ancak kullanımları yaygın değildir . 
[Resim: 2idi4q.jpeg]

Renal durum : Akut böbrek yetmezliği, renal replasman tedavisi, diüretik alımı dosyadan bakılarak incelenir .

Yoğun bakım hastalarında sekresyon birikimi olduğuna dair birçok değişken vardır. Bunlar ; klinik belirti ve bulgular ( solunum işinde artma , öksürme, Huffing ile işitilen ,göğüs duvarında palpasyonla hissedilen sekresyonlar ) , oskültasyon bulguları ( kaba raller veya solunum seslerinin yokluğu ), arteryel kan gazı ve pulse oksimetre bulguları (hipoksemi ve hiperkapni ) ,akciğer grafisi bulguları (yama tarzında gölgeler , atelektazi) , enfeksiyon bulguları (temperatür artışı ve lökosit sayısında artış , taşikardi ) şeklinde başlıklara ayrılabilir. Ağrı , koopere olamama , dehidratasyon sekresyon temizlenmesini etkileyen parametrelerdendir .

YOĞUN BAKIMDA FİZYOTERAPİ ve REHABİLİTASYON 


Fizyoterapi ve Rehabilitasyonun amaçları ; mobiliteyi artırmak, kas zayıflığı ve kondüsyon kaybını önlemek ve düzeltmek, fonksiyonu optimal düzeye getirmek, havayolu sekresyonlarını temizlemek, atelektazi ve pnömoni oluşmasını azaltmak, akciğer hacmini korumak veya geri kazandırmak, solunum iş yükünü azaltmak, oksijen taşınmasını ve ventilasyon-perfüzyon uyumunu düzenlemek , ventilatöre bağımlılığı azaltmak ve önlemek, hareketsizliğe bağlı komplikasyonu azaltmak ve düzeltmek, morbiditeyi azaltmak, yaşam kalitesini iyileştirmek, sağ kalımı artırmak ve yoğun bakım sonrası rehabilitasyon gereksinimi azaltmaktır. Yoğun bakım üzitelerinde fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları birden fazla modalitenin beraber kullanılmasını gerektirmektedir. Bu modaliteler pulmoner rehabilitasyon ve fiziksel aktivite ve erken mobilizasyon olarak sınıflandırılabilir. Türkiye ‘ de yoğun bakım ünitelerinde çalışan fizyoterapistler % 90 oranında pozisyonlama, % 90 oranında aktif egzersizler , % 89 oranında solunum egzersizleri , % 87 oranında pasif egzersizler ve % 87 oranında perküsyon yöntemlerini sıklıkla kullanmaktadır.
[Resim: bqzx58.jpeg]
     
GÖĞÜS FİZYOTERAPİSİ


   
POZİSYONLAMA : Pozisyonlamanın solunum sistemi üzerinde çok büyük etkisi vardır. Bazı durumlarda stabil olmayan hastalar için tek yöntem olabilir. Farklı vücut pozisyonlamaları ve pozisyon değişimleri ventilasyon, V/Q ve gaz değişimini değiştirir. Yoğun bakım hastaları genellikle 20-30 derece yüksek yatış pozisyonunda izlenmektedir. Bu pozisyonlama  aspirasyon pnömonisi riskini ve ventilatörle oluşan pnömoni görülme sıklığını azaltır ve oksijenasyonu artmasını sağlar . Postüral drenaj gravite yardımıyla sekresyonların distaldeki akciğer segmentlerinden  merkezi havayollarına iletilmesini sağlayan aktif veya pasif pozisyonlama şeklidir. Unilateral akciğer hastalığı olan hastalarda etkilenen akciğer lobunun üstte kalmasını sağlayarak yapılan pozisyonlama akciğer fonksiyonlarının iyileşmesine yardımcı olur.

      [Resim: 632zi4.jpeg]
SÜREKLİ ROTASYONEL TERAPİ : Açı ve hız değerlerinin ayarlanabildiği bir yatakta hastanın pozisyonu devamlı olarak değiştirilir. Her iki tarafta açı 60 dereceye kadar ayarlanabilir. Yatağın matı hava ile şişirilebilir. Başka bir adı kinetik terapidir. Hava yollarının kapanmasını, komplians kaybını, atelektaziyi, sekresyon tıkacını ve enfeksiyonu önleme amaçlarıyla kullanılır .
[Resim: giwuyr.jpg]


NÖROFİZYOLOJİK FASİLİTASYON : Dudak üzerine uygulanan stimulasyonu ve kostalar arasına uygulanan germeleri içeren bu yöntem dudakla burun arasını ovma veya vibrasyon şeklinde uygulanabilir. Kostalar arası germeler ikinci ve üçüncü kostalara uygulanabilir. İtme alttaki kostaya doğru kuvvetli bir şekilde yapılır.


DİYAFRAGMATİK SOLUNUM EGZERSİZİ : Fizyoterapist bir elini hastanın göğsüne diğer elini diyaframın üzerine yerleştirerek duyu girdisi oluşturur. Hasta burnundan yavaşça nefes alırken karnının şişmesi ve ağzından nefesi geri verirken de karnının yavaşça aşağı inmesi istenir. Fizyoterapist sözel uyarılarda bulunarak nasıl yapılığını hastaya anlatmalı ve elleriyle de görsel uyaran sağlamalıdır. Diyafragmatik solunum torakal mobiliteyi arttırmak , solunumu iyileştirmek , enerji tüketiminin azaltılmasını sağlamak amacıyla verilir.

SOLUNUM KONTROLÜ : Fizyoterapist elini xiphoid çıkıntıda olacak şekilde yerleştir ve hastadan gevşek bir pozisyonda rahatça nefes almasını ister . Nefes alma sırasında fizyoterapistin eli yukarıya doğru hareket ederken nefes verme sırasında eli aşağıya doğru hareket ettirir . 

DERİN SOLUNUM EGZERSİZLERİ VE İNSENTİF SPİROMETRE : Torakal ekspansiyon egzersizleri hastanın aktif katılımını gerektirdiği için spontan solunumu olan hastalarda uygulanabilir. Torakal ekspansiyon egzersizleri ile torakal mobilite ve inspiratuar kapasitenin arttırılması amaçlanır.

İnsentif spirometre ; pulmoner komplikasyonları önlemek ve non-ambulatuar cerrahi hastalarda akciğer fonksiyonlarını iyileştirmek amacıyla  yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Genel olarak kullanımı  yavaşça derin nefes alma, nefesi 2 ile 3 saniye tutma ve daha sonra yavaşça nefes verme dizisinden oluşan egzersizi 5 ile 10 tekrar şeklinde gerçekleştirir. Bu egzersiz sonrasında hasta öksürerek balgamını çıkartır.
[Resim: b3lpsc.jpg]

NONİNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON : Kardiyojenik pulmoner ödem, akut hiperhapnik solunum yetmezliği ve MV’den ayrılma döneminde sıkça kullanılmaktadır. Hastanın aktif katılımını gerektiren solunum yöntemleri ile kullanıldığında etkisi daha da artmaktadır.
[Resim: fbvg6z.jpg]


HİPERİNFLASYON : Her yoğun bakım ünitesinde uygulama protokolü değişmektedir. Temel olarak yeterli inspirasyon ve 2-3 saniyelik inspirasyon tutma sonrasında hızlı ve kesintisiz bir ekspirasyon yöntemiyle uygulanır. Akciğer hiperinflasyonun uygulanmasının amacı, sekresyonların santral havayollarına iletilmesinin kolaylaştırılması, atelektazinin açılması, pulmoner kollapsın önlenmesi, oksijenasyonun ve akciğer kompliansının düzeltilmesi ve öksürüğün uyarılması şeklinde sıralanabilir .

    

[b]MANUEL TEKNİKLER : [/b]Perküsyon , sekresyonların çözülmelerini kolaylaştırmak amacıyla elin kap şekline getirilerek göğüs duvarının üzerine uygulanan ritmik vuruşlar olarak tanımlanır. İnspiryum ve ekspiryum boyunca uygulanır. Vibrasyon , akışkan sıvı sekresyonlarının atılmasında etkilidir ve ellerin üst üste yerleştirilerek aralıklı izometrik kontraksiyonlar yapılarak uyarılması şeklinde tanımlanır. Ekspirasyon fazında uygulanır. Shaking , göğüs duvarı üzerine uygulanan kaba osilasyon hareketleri şeklinde tanımlanabilmektedir . Ekspirasyon fazında vibrasyona alternatif olarak uygulanmaktadır.

[b]POZİTİF EKSPİRATUAR BASINÇ (PEP) VE OSSİLATUAR PEP CİHAZLARI :[/b] Yoğun bakımda yatan kronik solunum sorunlu hastaların sekresyon temizliğinin sağlanmasında PEP veya ossilatuar PEP tedavisinden yararlanılabilir. PEP solunum yollarında pozitif basınç oluşmasını sağlar . PEP bir maske veya ağızlık yardımı ile ayarlanabilir bir ekspirasyon direncine bağlı tek yönlü bir valfi içermektedir.
[Resim: kiq870.jpg]

OTOJENİK DRENAJ : Sekresyonların temizlenmesi amacıyla değişen akciğer volümlerinde yüksek ekspiratuar akış ile yapılan 3 farklı solunum tekniğinden oluşan otojenik drenaj düşük akciğer volümlerinden başlayarak , orta ve yükseğe doğru ilerlemektedir . Balgam sonraki kısma çıkana kadar hasta çoklu nefes alarak sekresyonları yukarıya çıkarmaya çalışır.


ZORLU EKSPİRASYON TEKNİĞİ : Hasta derin bir nefes alır. Aynaya buğu yapmaya çalıştığını hayal ederek  güçlü ve hızlı bir şekilde “hah” sesi çıkarır ve bütün nefesini boşaltana kadar nefes vermeye devam eder.
[Resim: qnb5d9.png]


ÖKSÜRME : Merkezi havayollarının temizlenmesi için primer yöntemdir. Kapalı glottise karşı yapılan ekspirasyon olarak da tanımlanan öksürükte ekspiratuar kaslarda kasılmayla meydana gelen basınç ile havayollarında intratorasik kompresyon oluşur bu da oluşan atıkların proksimale doğru hareket etmelerini sağlayan gücün oluşmasına ortam hazırlar. Art arda gelen kontrolsüz öksürükten kaçınılmalıdır .


YARDIMLI ÖKSÜRÜK TEKNİKLERİ : Nöromusküler hastalıklarda ve uzun süreli MV sonrası gelişen solunum kas zayıflığı varlığında  etkisiz öksürük  sebebiyle sekresyon atılımı gerileyebilir. Bu surumlarda yardımlı öksürme teknikleri kullanılır. Manuel ve mekanik yardımlı öksürmedir. Manual yardımlı öksürmede, ekspirasyon fazında göğüs kafesinin hareketi yönünde kuvvet uygulanırken mekanik yardımlı öksürmede akciğer pozitif basınçla büyük bir hacme kadar şişirilir daha sonra da balgam çıkarılmasını sağlamak için hızlı bir şekilde negatif bir basınç uygulanır. Bu teknik intrakraniyal basıncı , serebral perfüzyon basıncını etkileyebileceğinden drene edilmemiş pnömotoraks, majör kardiyovasküler instabilite büllöz amfizem hastalarında, kosta kırığı varlığında ve kafa travması olan hastalarda dikkat edilerek uygulanmalıdır.
[Resim: jod2e3.png]



[Resim: 24pq76.jpg]

ASPİRASYON : Bu yöntemde ince bir tüple havayoluna girilerek sekresyonlar temizlenir. Entübe, trakeostomili veya öksürme refleksini kaybeden hastalarda akciğerdeki sekresyonların temizlenmesi amacıyla kullanılmaktadır.


AKTİF SOLUNUM DÖNGÜSÜ TEKNİKLERİ : Solunum kontrolü , torasik ekspansiyon egzersizleri , zorlu ekspirasyon tekniğinden oluşan bu teknik bronşlardan sekresyonları atmak amacıyla kullanılır.
[Resim: g4tdyo.jpg]

      
NÖROMUSKÜLER ELEKTRİK STİMÜLASYONU (NMES ) : Gerekli düzeyde mobilize edilemeyen hastalarda kas kitlesini ve kuvvetini korumak amacıyla kullanılır. Hedeflenen kas gruplarında deri üzerine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla düşük voltajlı elektrik impulsu uygulanarak, iskelet kaslarında pasif kontraksiyon oluşturmaktadırlar. Gerovasili ve arkadaşlarının yaptığı bir  çalışmada yoğun bakım hastaları kontrol grubu ve tedavi grubu olmak üzere iki gruba ayrılmıştır ve tedavi grubuna 7 gün boyunca günde 55 dk olacak şekilde NMES uygulanmıştır. Çalışmanın sonucunda NMES uygulanan grubun meknik ventilatörden daha erken ayrıldığı ve kritik hastalık myopatisinin daha iyi iyileştiği sonucuna varmışlardır. Gruther ve arkadaşlarının yaptığı bir  çalışmada ise 1 haftadan az yatan (1. grup) ve 14 günden fazladır yoğun bakımda yatan (2. grup) hastalardan oluşan iki grup hasta oluşturulmuştur. Her iki grubu da maksimum kontraksiyon uygulanan tedavi grubu ve hastanın sadece titreşim hissedeceği, kontraksiyon oluşmayacak  şiddette NMES uygulanan kontrol grubu olmak üzere iki gruba ayırmışlardır. Günde 30 dk, haftada 5 gün olmak üzere 4 hafta boyunca kuadrisepse uygulanmıştır . Sonucunda, 14 günden fazla yatan hastalarda tedavi grubunun kuadriseps kas kalınlığı artmıştır.
[Resim: 3brk45.jpg]


PASİF EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI EGZERSİZLERİ VE GERME : Kooperasyon kurulamayan hastalarda eklem hareket açıklığı ve yumuşak doku uzunluğunu korumak amacıyla yapılması önem taşımaktadır. Yosef-Brauner ve arkadaşlarının  yaptığı bir çalışmada, aktif ve pasif eklem hareketlerinin dahil olduğu programın hastaların taburculuktan sonra kuvvet kaybının engellenmesinde etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Şiddetli yanıklar, travma , santral sinir sistemi hasarı gibi yumuşak doku kontraktürü oluşumu için yüksek risk içeren hastalarda, ayak-ayak bileği ortezi  kullanılması eklem kontraktürünü önleyebilmekte ve kas tonusunu azaltmaktadır.
[Resim: thod33.jpg]


BİSİKLET VE KOL ERGOMETRESİ : Yatak başında uygulanan pasif bisiklet ergometreleri sedatize, immobil ve yatağa bağımlı hastalarda ROM'un korunmasına yardımcı olmaktadır. Hastanın bilinç durumu düzeldikçe aktif katılımı sağlanabilmektedir. Yoğun bakım taburculuğundan sonra quadriceps kas kuvvetini ve egzersiz kapasitesini artırmak amacıyla kullanılabilmektedir. Cihaz hastaya direnç verilerek de uygulanabilir. Literatürde bilinci kapalı hastalarda kontraktür oluşmasını engellemek veya oluşan kontraktürlerin açılmasını sağlamak için pasif olarak 20 dakika, bilinci açık olan hastada  eklem açıklığını korumak, aktif egzersiz olarak veya kas aktvitesini uyarmak amacıyla pasif olarak 20 dakika uygulanması tavsiye edilmektedir. Üst ekstremitede hastanın tutacakları kavraması veya hastanın ellerinin tutacaklara bağlanarak sabitlenmesi gerekmektedir. Yoğun bakım hastalarında üst ekstremitede kol ergometresi kullanımının güvenilirliği ile ilgili pek çalışma yoktur.
[Resim: 6f3522.jpg]
                               BİSİKLET ERGOMETRESİ 
[Resim: ekoe6z.jpg]
                                                                               KOL ERGOMETRESİ 
MOBİLİZASYON :  Yoğun bakımda uygulanan mobilizasyonun amaçları şu şekilde açıklanabilir.
  • Alveolar ventilasyon ve ventilasyon/perfüzyon oranının iyileştirilerek oksijenasyonun optimize edilmesi 
  • Akciğer hacimlerinin arttırılması
  • Mukosiliar temizliğin arttırılması 
  • Vücutta normal sıvı dağılımının sürdürülmesi ve korunması için gerekli olan gravitasyonel uyarının sağlanması 
  • İmmobilizasyon ve yatak istirahatinin olumsuz etkilerinin azaltılması 
  • Bilinç seviyesinin arttırılması 
  • Kardiyovasküler sistemin geliştirilmesi 
  • Fonksiyonel bağımsızlığın arttırılması 
  • Psikolojik olarak kendini iyi hissetme duygusunun geliştirilmesi 
  • İş kapasitesinin attırılması
 
 
Yoğun bakım ünitelerinde mobilizasyon yöntemleri farklı aktiviteyi kapsamaktadır. Temel olarak kullanılan mobilizasyon yöntemleri şunlardır :
  • Yatak içi egzersizler (pasif, aktif-yardımlı ve aktif eklem hareketleri) 
  • Yatak içinde pozisyonlama (dik oturma pozisyonu ve sağa-sola yan yatış vb) 
  • Sırtüstü yatış pozisyonundan oturma pozisyonuna gelme 
  • Yatak kenarında oturma 
  • Oturma pozisyonundan ayağa kalkma 
  • Yatak kenarında oturma pozisyonundan ayağa kalkma ve sandalyeye geçme
  • Yürüme


Ayakta durma ve yürüme sırasında monitor hatlarının, idrar sondasının ve kateterlerin bağlantısının kopmamasına dikkat edilmelidir. Yürüme sırasında oksijen desteği veya taşınabilir NIMV solunum cihazı, solunum işini azaltmakta faydalı olmaktadır. Erken ve protokol tabanlı mobilizasyonun fonksiyonel iyileşme ve hastanede kalış süresinde azalma sağladığı bilinmektedir fakat nörolojik sebeplerle yoğun bakımda yatan hastalarda uygulanabilmesi için yeterli düzeyde kanıt bulunmamaktadır .
[Resim: 73ic0g.jpg]


[Resim: 2h6pog.jpg]


DİRENÇLİ EGZERSİZ EĞİTİMİ : Dirençli egzersizler kas kütlesini ve kuvvet üretimini arttırır. Hastanın tolerasyonuna göre egzersiz etkisi oluşturabilmek için  bir maksimum tekrarın % 50 - % 70'indeki şiddetlerde 8-10 tekrar, 3 set şeklinde yapılması tavsiye edilmektedir. . Elastik bantlar ve serbest ağırlıklar yatak içi egzersizleri uygulayabilmek amacıyla kullanılabilmektedir. Egzersizlerin şiddetini izleyebilmek için egzersizlerden önce , egzersiz sırasında ve egzersizlerin sonrasında yorgunluğu değerlendirmede Borg Efor Algılaması Skalası kullanılabilmektedir.
[Resim: k7z1d4.jpg]







KAYNAKÇA
1. A.GENÇ . YOĞUN BAKIM HASTALARINDA UYGULANAN MOBİLİZASYON PROGRAMLARININ KARDİYOPULMONER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. DOKTORA TEZİ. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ. İZMİR – 2007.
2. S. AYYILDIZ ÇİNAR. YOĞUN BAKIM HASTALARINDA UYGULANAN ÜST EKSTREMİTE EĞİTİMİNİN KARDİYOPULMONER YANITLAR VE FONKSİYONEL DÜZEY ÜZERİNE ETKİSİ .HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ .ANKARA.2018.
3. S. KILIÇ. YOĞUN BAKIMDA EGZERSİZ KAPASİTESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ. Kardiopulmoner Rehabilitasyon Programı YÜKSEK LİSANS TEZİ. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ. ANKARA 2020.
4. Deniz İNAL İNCE. YOĞUN BAKIMDA FIZYOTERAPI VE REHABILITASYON. e-SAĞLIK DERGİSİ Cilt:IV, Sayı:14 Nisan 2018 .
5.Prof.Dr.A.Ayşe KARADUMAN ,Prof.Dr.Öznur TUNCA YILMAZ (Ed).(2017). Fizyoterapi ve Rehabilitasyon 3 Kitabı (Nörolojik Rehabilitasyon ve Kardiyopulmoner Rehabilitasyon ). Ankara .























Bul
Alıntı


Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 1 Ziyaretçi